Probiyotik İçeriği En Yüksek Besinler
Probiyotikler, yüzyıllardır insanların beslenmesinde olmalarına rağmen son yıllarda insan sağlığı ve hastalıkların tedavisine etkisi ile ilgili araştırmaların fazla sayısı artmaktadır. Sizin için hazırladığımız yazıda probiyotik 8 besini inceledik. Probiyotik 8 besin yazımızda probiyotikler hakkında birçok bilgi bulabileceksiniz.
Probiyotik 8 besin
Probiyotikler
Bağırsaktaki mikrobiyal dengeyi düzenleyen canlı mikroorganizmalara probiyotikler denir. Günümüz de probiyotik gıdalar genellikle laktobacillus ve bifidobacterium bakterilerinin karışımından oluşmaktadır. Bazıları saccharomyces gibi mayaları da içermektedir. Patojen mikroorganizmaların oluşmasını baskılar. Patojen mikroorganizmalar, sağlığa zarar veren hastalık yapıcı bakterilerdir. Probiyotiklerin bağırsaktaki koruyucu etkisinin devam edebilmesi için, probiyotik ürünler ve kapsüller düzenli tüketilmelidir. Çünkü bağırsaktaki kolonizasyon geçicidir.
Probiyotik bakteriler üç temel kaynaktan sağlanmaktadır;
- Fermente süt ürünleriyle,
- Probiyotik bakterilerden hazırlanan farmakolojik ürünler (kapsül, takviyeler)
- Gıdalara ve içeceklere probiyotiklerin eklenmesiyle (meyve suları, çikolata, et ürünleri v.b.)
Danimarka’da Yapılan Bir Çalışmaya Göre,
Laktik asit bakterilerinin ishal şiddetini ve süresini azalttığı belirtilmiştir. Yapılan çalışma sonucunda ishalin tedavisinde probiyotiklerin kullanımının uygun olabileceği vurgulanmıştır.
Yapılan Çalışmalar Sonucunda:
Bazılarının kolonun normal florasında yer alırken başka bir nedenle meydana gelen hastalıklarda enfeksiyon yapabileceği bildirilmiştir.
Son yıllarda yapılan çalışmalar,
- Probiyotik bakterilerin çocuklarda alerjik semptomların engellenmesinde ve Helicobacter pylori enfeksiyonu riskinin azaltılmasında rol oynadıklarını ortaya koymaktadır.
- Süt dönemi bebeklerde bağırsak florasının %95’ini oluşturan probiyotikler bebeği hastalıklardan korumada rol oynamaktadırlar.
- Probiyotik ürünlerin en başında yoğurt, kefir ve peynir gibi fermente süt ürünleri gelmektedir.
- Son dönemlerde et ürünlerinin probiyotiklerinin suşları yapılmaktadır.
- Sağlıklı bir yaşam için anne sütü döneminden sonra, yoğurt ve peynir gibi probiyotik bakterileri içeren doğal besinleri tüketmek gerekir. Gerekli olduğunda, probiyotikleri kapsül veya tabletlerdeki biyoaktif formüller olarak vitaminlerle beraber veya tek başına kullanmak doğru olacaktır.
- En önemli probiyotik süt ürünü yoğurttur. Bununla birlikte, lactobacillus acidophilus içeren diğer süt ürünleri olan Acidophilus’lu süt, Acidophilus’lu tereyağı, Acidophilus’lu süt tozu da bu grupta yer alan diğer ürünlerdir. Lactobacillus türlerinden fermente süt ürünlerinde en çok kullanılanları Lactobacillus acidophilus ve Bifidobacterium bifidum’dur.
1.Yoğurt
M.S. 8. Yüzyılda Türk Toplumu “yoğurt” terimini kullanmaktadır. Yoğurdun kurusuna da “kurut” demektedirler. Tarihte su ile sıvılaştırılmış haline “suvuk” yoğurt dendiği görülmektedir. Önemli bir kalsiyum desteği olan yoğurt içerisinde bulunan ’Lactobacillu delbrueckii subsp. bulgaricus ve Streptococcus thermophilus’ yoğurt yapımında kullanılan bağırsak florası elemanlarıdır.
2.Kefir
Kafkasya’da yaygın olarak bilinen ve yöre halkı tarafından çok eski yıllardan beri üretilip, tüketilen kefir, kefir daneleri kullanılarak etil alkol ve laktik asit fermentasyonları sonucu elde edilen geleneksel fermente süt ürünlerimizden biridir. Kefir sütten yapıldığı için, süt içindeki yağ, laktoz, mineral maddeler ve vitaminler gibi besin maddelerinin tümünü yapısında bulundurmaktadır. Hatta oluşumu sırasında bazı vitaminlerin sentezlenmesi, proteinlerin ve laktozun kısmen parçalanması, kefirin besin değerini artırmaktadır. Kefirin yapısında bulunan mikroorganizmalar ürünün kolay sindirilmesini sağlamaktadır, böylece besin ögelerinin vücut tarafından emilimi artırmaktadır.
Kefir, fonksiyonel gıdalardan probiyotiklerin önemli bir üyesi olup, içeriğinde birçok faydalı maya ve bakteri bulunduran, son yıllarda popülaritesi gittikçe artan fermente bir süt ürünüdür.
Yapılan Bir Çalışmaya Göre,
Lactobacillus spp., Leuconostoc spp., Lactococcus lactis ssp. lactis, Streptococus thermophilu ve kefir mayası içeren ticari kefir kültürü , steril yağsız süt (%0.1 yağ) ile karıştırıldı ve 26°C’de 16 saat (gece boyu) etüvde bekletilerek kefir elde edildi. Kefir hazır olduğu her gün tüketildi. Yapılan çalışmada 18 gönüllünün İnterlökin-8 ve TNF alfa düzeylerinde azalma saptanmıştır. Hastalık ve inflamasyonların göstergesi olan bu değerlerin azalması oldukça olumlu bir sonuçtur.
3.Süt
Ülkemizde bu tip ürünlerin kullanılmasının genel toplum sağlığı açısından çok önemli yararları vardır. Özellikle çocukluk çağında tüketilmesi yeni nesillerin yetişmesine katkıda bulunacaktır. Probiyotik süt ürünleri gelişmiş ülkelerde hızla artan bir şekilde tercih edilmektedir. Türkiye’de de giderek yaygınlaşmaya başlayan probiyotik süt ürünü faydalı bakterilerle zenginleştirilmiştir. Kefir veya diğer probiyotik ürünleri sevmeyen, tüketmek istemeyenler için yeni bir seçenek olacaktır.
4.Lahana Turşusu ve Salatalık Turşusu
Doğal yollarla elde edilen, evde rahatlıkla ve pratik yoldan hazırlanabilecek bir probiyotik ise turşudur. Sağlıklı beslenme programlarında potasyum eksikliğinde en doğal fermente kaynağı turşu olabilir. Faydalı bakteriler içeren turşu, tuz yani sodyum bakımından zengindir. Dolayısıyla tansiyon hastalarının belirli miktarda, dikkat ederek tüketmesi gerekir.
5.Tarhana
Ülkemizde genellikle çorba yapımında kullanılan tarhana yoğurt ve tahıl karışımından yapılmaktadır. Tarhana üretiminin fermantasyon aşaması yoğurt bakterileri ve mayalar tarafından gerçekleştirilmektedir.
Örnegin;
Mısır, Suriye, Lübnan ve Ürdün’de yapılan kishk, Irak’ta kushuk, Yunanistan’da trahana, Macaristan ve Finlandiya’da tahonya/talkuna tarhanaya benzer ürünler arasındadır.
Tarhananın İçeriğinde
Tarhana hamuru buğday unu, yoğurt, tuz, ekmek mayası, çeşitli sebzelerin (domates, soğan) ve baharatların (kırmızıbiber) karıştırılıp yoğrulması ve ardından 1-7 gün süreyle fermantasyona bırakılması ile hazırlanmaktadır.
Fermente olmuş hamura yaş tarhana denmektedir. Bu hamur güneşte veya bir kurutucuda topak ya da ince tabaka halinde kurutularak küçük parçacıklar halinde öğütülmektedir. Fermantasyon sonunda pH’nın düşmesi (3.8-4.2) ve son üründe nemin düşük olması (% 6-9) tarhanada bozulmaya neden olan ve patojen mikroorganizmalar için elverişsiz bir ortam oluşturarak tarhananın 1-2 yıl bozulmadan depolanabilmesine olanak sağlamaktadır.
6.Kimchi
Kimchi, Kore’de 2000 yıldır fermente bitkisel ürünler tüketilmektedir. Kimchi’de bunlardan birisidir. Probiyotik özelliğe sahip kimchi, Koreli’erin çok iyi bilinen ve 100’den fazla türde sebzenin laktik asit fermantasyonu sonucu oluşan geleneksel bir ürünüdür. Hazırlanırken, sebzeler pişirilmeden tuzlu suda fermantasyona bırakılmaktadır. Havuç, brokoli, yeşil soğan, sarımsak, turp ve zencefil gibi çeşitli sebzeler kullanılmaktadır.
Kore’liler kimchiyi kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerinde tüketmektedirler. Tipik Koreli bir yetişkin günde ortalama 50-200 g kimchi tüketmektedir. Tarhana protein kaynağı olarak düşük kaliteli fakat minerallerce zengin olan un, sebze ve baharatlar ile yüksek kaliteli protein kaynağı olan yoğurdun besin ögesi açısından birbirini dengeledikleri bitkisel ve hayvansal kaynaklı bir üründür. Kimchi’nin nasıl yapıldığı ve faydası hakkında daha detaylı bilgiye yazıdan ulaşabilirsiniz.
7.Sauerkraunt
Sauerkraut lahana turşusu olarak bilinen fermente ürünü hazırlamak için; beyaz lahana dilimlenerek ve tuz eklenerek güveç veya ahşap kaplara konulur. Kapların ağzı ağır bir kapak ile kapatılıp 15.5 °C de en az bir ay fermantasyona bırakılır. Lahana yapraklarında doğal olarak bulunan mikroorganizmalar oksijen yokluğunda laktik asit oluşturur. Oluşan laktik asit lahanayı korur. İlk olarak Almanya ve Batı Avrupa’da yapılmıştır. Et ve sosis yemeklerinin yanında garnitür olarak, salatalarda, sandviçlerde ve bazı hamur işlerinde kullanılır. Günümüzde ülkemizde de sık yapılmakla birlikte geleneksel olarak en çok Polonya da popülerdir .
8.Tempeh
Tempeh Geleneksel Endonezya fermente soya bazlı ürünü olan tempeh üretiminde kaynamış ve kabuğu soyulmuş soyalar fermantasyona bırakılır. Fermantasyondan 1-2 gün sonra bloklar halinde preslenmektedirler. Ürünün rengi kullanılan soya türüne ve kalıbına göre değişmektedir. Makarna, pizza, hamburger ve sandviçlere eklenerek tüketilmektedir.
Umarım yazımızı beğenmişsinizdir. Merak ettikleriniz ve sormak istedikleriniz için yorum bırakabilirsiniz.