Alzheimer Hakkında
İlk olarak 1906 yılında Alman nöropatolog Alois Alzheimer tarafından tanımlanan Alzheimer hastalığı ; nöral yapılarda ilerleyici hücre kaybıyla karakterize, ilerleyici bir hafıza kaybı tablosudur . Hastalığın erken dönemdeki başlıca klinik belirtisi bellek bozukluğudur. İlerleyen dönemlerde bilişsel, davranışsal ve motor fonksiyonlarda azalmayla beraber bireyin yaşam kalitesi düşer ve hasta günlük yaşamında temel ihtiyaçlarını idame ettiremeyecek hale gelir .
Hastalığın oluşmasındaki en önemli etken yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan nöronal ve santral vasküler bozukluklardır. Epidemiyolojik araştırmalarda düşük eğitim seviyesi ve apolipoprotein E’nin e4 alel geni hastalığın gelişmesini artıran önemli risk faktörleri olarak belirtilmektedir. Bunların yanında; kardiyovasküler hastalıkların risk faktörlerinden olan obezite, hipertansiyon, hiperkolesterolemi, diyabet, alkol ve sigara kullanımı ile düşük fiziksel aktivitenin de Alzheimer ve demans riskini artırdığı belirtilmektedir.
Tükettiğimiz Yağ Asidi Türleri Alzheimer Hastalarını Tetikliyor mu?
Yapılan çalışmalarda Alzheimer hastaları ve beslenme arasındaki ilişki koroner kalp hastalıkları ve beslenme arasındaki ilişki ile benzer bulunmuştur. Bu durum; doymuş yağ asitleri, yüksek enerjili diyet, fazla alkol tüketimi ile ilişkilendirilmiştir.
Tüm bunları göz önüne alarak yapılan çalışmalar sonucunda; günlük beslenmede hidrojene edilmiş yağ ile doymuş yağ tüketiminin düşük düzeyde, bitkisel kaynaklardan alınan çoklu doymamış yağ asitlerinin ve balıktan alınan omega-3 çoklu doymamış yağ asitlerinin ise yüksek düzeyde tutulmasının demans riskini azalttığı sonucuna ulaşılmıştır.
Alzheimer gelişim riskinin doymuş yağ tüketimi fazla olan bireylerde düşük olanlara kıyasla daha yüksek olduğu yapılan epidemiyolojik çalışmalarla da gösterilmiştir. Ayrıca yapılan araştırmalarda orta yaşlarda kolesterol düzeyindeki yüksekliğin ileri yaşlardaki Alzheimer riskini artırdığı da görülmüştür.
Balık ve Alzheimer Hastaları İlişkisi
Balık, sebze ve meyvelerde yüksek oranda bulunan ve antioksidan özellik taşıyan uzun zincirli doymamış yağ asidi alımının Alzheimer riskini, hafif kognitif yıkımı ve yaşla ilişkili kognitif etkilenmeyi azalttığı belirtilmiştir .
ABD’de yapılan bir çalışmada ise fazla miktarda yağ ve özellikle doymuş yağ tüketiminin Alzheimer riskini artırdığı ancak yüksek miktarda uzun zincirli doymamış yağ asidi alımının Alzheimer riskiyle ilişkilendirilmediği ifade edilmiştir.
Beyinde en fazla bulunan yağ asidi olan dokozahekzaenoik asidin (DHA) sinaptik plastisitede, sinirsel ve görsel beyin işlevlerinde önemli rol oynadığı bilinmektedir. Alzheimerlı hastaların plazma ve beyindeki omega-3 yağ asidi düzeylerinin sağlıklı bireylere göre anlamlı derecede düşük olduğu hatta besinlerle DHA alımının artmasıyla genel nüfusta Alzheimer riskini azaldığı bildirilmektedir.
DHA’nın en iyi kaynağı deniz balıkları ve yosundur. Yapılan birçok epidemiyolojik çalışmada balık tüketimi ve omega-3 yağ asitlerinin Alzheimer dan koruyucu olduğu gösterilmiştir.
Morris ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada; haftada en az 1 kez balık tüketenler ile sıfır veya nadir balık tüketenler karşılaştırılmış ve haftada en az 1 kez balık tüketiminin Alzheimer gelişim riskini %60 oranında azalttığı bulunmuştur.
E ve C vitamininden Zengin Beslenmek Alzheimerı Önler Mi?
Antioksidan aktiviteyi arttıran vitaminlerden; E ve C vitaminlerinin Alzheimer riskini azalttığı bildirilmektedir. Yaşlıların günlük beslenmesine folat, beta karoten, E, C vitaminlerinin ilave edilmesinin daha iyi kognitif kapasite sağladığı da ileri sürülmektedir.
Koreli yaşlı erkek bireyler üzerinde yapılan bir çalışmada, günlük 80 mg’ın üzerinde C vitamini alanların bilişsel performansları kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Ortega ve arkadaşlarının erkek ve kadın bireyler üzerinde yaptığı çalışmada da 130 mg/gün üzerinde C vitamini alan bireylerin bilişsel performans skorları kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek çıkmıştır.
Yapılan diğer bir prospektif çalışmada yaşları 55 ve üzerinde olan 5935 sağlıklı birey 10 yıl takip edilmiştir. Katılımcıların besin tüketimleri sorgulanarak majör antioksidan alımları ile Alzheimer ve demans arasındaki ilişki incelenmiştir. E vitaminini yüksek düzeyde tüketenlerde Alzheimer ve demans riski orta ve az düzeyde tüketenlerden istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük bulunurken, C vitamini, beta-karoten ve flavonoidlerin tüketimleri ile Alzheimer ve demans riski arasında ilişki bulunmamıştır.
B12 ve Folik Asit Tüketiminin Alzheimer Hastaları Üzerindeki Etkisi
B12 vitamini ve folik asit eksikliğinde plazma homosistein konsantrasyonları yükselmekte ve bu durum nöral hücreler için toksik etki yaratmaktadır.
Bu nedenle Alzheimerlı bireyler B12 ve folik asit alımlarına da dikkat etmeli, önlemek için tüm yetişkinler beslenmesine B grubundan zengin besinleri eklemelidir.
Meyve ve sebze tüketimi Alzheimer Hastaları için neden bu kadar önemli?
Polifenoller meyve, sebze, çiçek ve otların içeriğinde bulunmaktadır. En zengin kaynakları çay, meyve suyu ve şaraptır. Çay polifenolleri serbest radikallerin iyi bir temizleyicisi olarak bilinmektedir. Yapılan bir çalışmada yeşil çayın içinde bulunan polifenollerden epigallokateşin gallatın antioksidan ve antiinflamatuar nörokimyasal etkileri gözlenmiştir.
Beş yıllık takibe dayalı bir çalışmada yüksek flavonoid tüketiminin demans riskini azalttığı bulunmuştur. Diğer bir çalışmada polifenollerin zengin kaynağı olan meyve ve sebzelerin haftada 2-3 kez tüketilmesinin haftada 1-2 kez tüketilmesine göre Alzheimer riskini anlamlı olarak azalttığı ve hastalığın başlangıcını geciktirebileceği bildirilmiştir.
‘Akdeniz Diyeti’ Uygulamak Alzheimer Hastaları İçin Etkili Midir?
Birçok çalışmada Akdeniz diyetinin ve Alzheimer hastalığından koruyucu etkisi vurgulanmıştır. Akdeniz beslenme tarzında ; yüksek miktarda bitkisel besinler (meyve, sebze, kurubaklagiller ve tahıllar vb.), balık, zeytinyağı, düşük düzeyde kırmızı et ve tavuk ile şarap yer almaktadır.
ABD’ de 65 yaş ve üzeri demansı olmayan 2258 katılımcının 4 yıl takip edildiği bir araştırmada, Akdeniz diyetine uyumlu olanlarda Alzheimer insidansı anlamlı olarak düşük bulunmuştur.
Alzheimer’dan Korunmak İçin Neler Yapmalıyız?
Günümüzde nüfus artışı, yaşam süresinin uzaması ve yaşlı popülasyonun artmasına paralel olarak demans ve demansın en sık görülen tipi olan Alzheimer insidansının da artması kaçınılmazdır. Bu nedenle yaşlanma süreci başta olmak üzere yaşam boyunca beden kütle indeksinin normal aralıkta tutulması ve sağlıklı beslenmenin yaşam tarzına dönüştürülmesi Alzheimer riskinin azaltılmasında büyük önem taşımaktadır.
Yaşlı bireyler başta olmak üzere Alzheimer’dan korunmak isteyen bireylerin günlük beslenmelerinde omega-3 yağ asitlerini, polifenol içeren besinleri ve antioksidan vitaminler başta olmak üzere vitamin alımlarını artırmaları gerekmektedir. Akdeniz tipi beslenme modelinin uygulanması da Alzheimer’dan korunmaya yardımcı olmasının yanı sıra Alzheimer hastalığı olan bireylerde belirtilerin azalması ve hastalığın ilerlemesinin yavaşlaması açısından önem taşımaktadır.